Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Jandarmadan motosiklet sürücülerine eğitim
Jandarmadan motosiklet sürücülerine eğitim
İl Toprak Koruma Kurulu toplandı
İl Toprak Koruma Kurulu toplandı
Sabancı Ortaokulundan TÜBİTAK başarısı
Sabancı Ortaokulundan TÜBİTAK başarısı
Atatürk Üniversitesinde 'Sağlık Projeleri' gündemi
Atatürk Üniversitesinde 'Sağlık Projeleri' gündemi
Başsavcılık itiraz etti
Başsavcılık itiraz etti

İbrahim Aydemir (Bir Vakitler Erzurum)

Erzurum Gazetesi Arşiv
12 Ekim 2004 Salı

Herşey Duvar Yazılarıyla Başladı Sosyal değişmeler, belirli bir programa bağlanmadığında, bu hareketliliğin maruz kaldığı toplumların çivisi çıkıyor.Statik ahenk bozuluyor. Zümreleşmeler başlıyor, tabakalar arasındaki katmanlar eziliyor, ufanıyor. Yaşanan olaylarda sebep sonuç ilişkileri ortadan kalkıyor. Kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmuyor, elin de cebin de önemi kalmıyor. Üst yapı kurumları tartışılır hale geliyor, tarifsizleşiyor, ehemmiyet yitiriyor.Türkiye, liberalizme geçiş sürecinde bunu dolu dolu yaşadı, yaşıyor... Duvar yazılarıyla anlaşanlar, gazete manşetleriyle dertleşenler, Tv ekranlarıyla halleşenler psikolojik tatminleri uğruna, dünümüzü de bugünümüzü de harcamaya kararlı hala.Onlar açık toplum sürecinin başlamasıyla izah ediyor olanları, hiçbir endişe ve rahatsızlık duymadan.Tartışarak, tartıştırarak bir yerlere varılacağı şeklindeki empoze edilmeye çalışılan yanlış kanaat, elde avuçta birşey bırakmıyor oysa ki... Fütursuzca din tartışılıyor, dil tartışılıyor.Nas'la örfün farkını bilmeyenler din; ağızla şivenin farkından habersizler dilin üstadı kesiliveriyorlar hemence. Halkta dinliyor, halkta belliyor söylenenleri, yazık ki...Güvenilir dağlara karlar yağıyor, onlar başkalarının örtülerine bürünerek korunuyorlar; ya açıktakiler?..Müzakere değil, münakaşa iseniyor.Adalet, siyaset, emiyet, eğitim başta olmak üzere, bu hassas dengeler üzerine herkes konuşsun isteniyor. Ehliyet, liyakat gözetmeden; kurumların yıpranmasına ses çıkarılmadan."Bir şoförle, bir makina mühendisinin aynı araba motoruna bakışları bir olur mu?" diyor, rahmetli Erol Güngör.Her ikisinin de aynı teşhis ve tesbitte bulunması mümkün mü? değil elbette...Çamaşır makinalarının köylere sokulduğu günlerde yayık olarak kullanılması, araçların aynı amaçlarla her kesim tarafından kabulünün mümkün olmayacağını ortaya koymuştu önceleri. Aldıran olmadı, üzerine giden de.Toplumda pekiştirici rol üstlenen sosyal araçların kabulü de bu kabilden olmamış mıydı?Toplumsal hazımsızlık o günden beri rahatsız ediyor bünyemizi.Toplum; olması gereken siyasi, sosyal ve felsefi ekseninde değil.Kimin ne istediğini bilen var mı? Başlarını kızıl bantlarla saranların mezhep çatışmaları istememelerinden alaşılmıyor mu bu durum?Yıllarca bu ülkeye yalnızca kin, düşmanlık hezeyanlarını şiir diye kusan, komünizmin anayurdunu vatan belleyen, milli mücadelenin kahramanlarına nefret duyduğunu her fırsatta dile getiren Mayakovski yetiştirmesi bir şair ölüsünün illi da Türkiye'ye getirilmek istenmesi, üstüne üstlük kemalist kesilenlerin buna sessiz kalması belli etmiyor mu yaşadığımız çelişkiler ortamını. Düşüncesi ve yazdıklarından ötürü Takriri Sükun kanunu gereğince Ankara İstiklal Mahkemesince 15 yıl ağır, Bursa Ağır Ceza Mahkemesince 6 yıl 6 ay ağır, Ankara Harp Okulu Mahkemesince 15 yıl ağır, Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesince 20 yıl ağır olmak üzere toplam 61 yıl hapis cezası almış birisinin, toplum tarafından hiçbir suçu yokmuş gibi kabul görmesi ve kucaklanmasını istemek, cemiyetimizin rahatsızlığını yeterince ortaya koymuyor mu? Adam, ülkeyi bölmek, adam, ülkeyi komünizm sultasına, tahakkümüna sokmak için çırpınıp durmuş, sizden de onu ülkenin bütünlüğü için sevmeniz isteniyor. Geçmişte bu nevi talep ve dilekler entellektüel budalalık sayılır, kulak ardı edilirdi. Şimdiyse siyasi bir dayatma haline getiriliverdi bir çırpıda... Herşey duvar yazılarıyla başlamıştı.Herşey duvar yazılarını okuyanlar çoğaldıkça alt üst oldu.Toplum kendi rengi, sesi ve zevki olacak kimseleri arasından çıkarmakta zorlanıyor artık. Bizi hep zirvelere taşıyan, o mübarek milli ahengimizle seslendirecekler, sükutun nabzını dinliyor şimdilik.Toplumun vicdanı olanlar, bir bir eksiliyor içimizden. Bir yerlere götürülmek istendiğimizi biliyoruz... Ama adresi değil...

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
PALANDÖKEN
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Zafer kimin?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Bunun Adı Medeniyet mi Şimdi?
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Medeni insanın çöple imtihanı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Yeni bir sayfa, yeni bir Türkiye
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Erzurumspor Elese de Elense de Kutlu ve Ekibine Minnettarız
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri