Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Türkiye genelinde 118 bin 359 konut satıldı
Türkiye genelinde 118 bin 359 konut satıldı
TÜİK Motorlu Kara Taşıtları verilerini paylaştı
TÜİK Motorlu Kara Taşıtları verilerini paylaştı
Gazze'de can kaybı 53 bin 119'a yükseldi
Gazze'de can kaybı 53 bin 119'a yükseldi
Erdoğan: ‘Türkiye kritik önemdedir’
Erdoğan: ‘Türkiye kritik önemdedir’
Özel sektörün yurt dışı kredi borcu açıklandı
Özel sektörün yurt dışı kredi borcu açıklandı

Ahmet Göksan

Bakışın Şaşısı
29 Haziran 2018 Cuma

 “15 Temmuz sabahı Makarios kuvvetleri yerini darbecilere bırakmış kendisi de İngiliz üslerine sığınmıştı. Darbeyi hazırlayanlar iptida kendi vatandaşlarını temizledikten sonra ENOSİS’i ilan edecek akabinde çoluk -çocuk - kadın - erkek kılıçtan geçirilecekti. Rum oyunlarını yakından takip eden Anavatan Rum silahları Türk’ün üzerine çevrilmeden daha doğrusu onlara fırsat vermeden 20 Temmuz günü gökten denizden 307 sene hakim olduğu topraklara bir kere daha ayak basmıştı. Bu nedenle 20 Temmuz ne istila ne de Rum halkına karşı girişilen bir harekat değildir”. 1977 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

            Kıbrıs müzakere sürecinde 50 yılı 03 Temmuz 2018 itibarı ile gerilerde bırakmış bulunuyoruz. Yaşadığımız bu uzun soluklu süreçte kimlerin gelip kimlerin geçtiği ilk anda insanın aklına bile gelmiyor. Kişiler gelmese de ortalıklara çıkan bir gerçek vardır. Bu gerçek ise halen daha müzakerelerin 50 yıl önce başladığı noktada olduğudur. Buna karşın neden aynı noktada duruyoruz. Çünkü Makarios’un 1963 Kasım ayında Kıbrıs Türk’lerine sunduğu ve dayattığı çözüm noktasındayız.

Bu süre zarfında uzun süre görüşmelere katılanlarla daha sonra katılanların anılarını ve yaşadıklarını yazmaları gerekiyor. Bu yapılmadığı takdirde günlük gazeteler de yer alan haberlerle toplum yaşananları öğrenemediği için boşluğa düşüyoruz. Karşı taraf ise 1963’de Kıbrıs Türk’lerine dayattıkları görüşlerini allayıp pullayıp yeni bir şey söylüyormuş gibi yapıyor. Onların bu düşünce yapılarının değişmesini yeni projeler üretmeden beklersek daha çok bekleyeceğiz gibi görünüyor. Yazmakta odluğum Bir Demet Yaşam kitabımın 4.ünde bu konuyu geniş içerikte irdelediğimi paylaşmak istiyorum.

Kıbrıs Rum politikalarının temelinde AKEL’in belirleyici rolü olduğunu söylersek fazladan abartmamış olacağız. Kıbrıs Türk’lerine şirinlik yaparak kendi amaçları doğrultusunda sonuç almaya çalışıyor. Adı geçen partinin Kıbrıs Sorunu Bürosu Sorumlusu ve aynı zamanda müzakere grubu üyesi Bay Tumazos Çelepis, “Kıbrıs sorununda uzayan çıkmazın tehlikelere gebe olduğunu” belirterek müzakerelere dönülmesi gerektiğinden söz ediyor. Diğer Rum siyasi partilerinin bu yönlü çalışan büroları bu kadar aktif olmadıkları için sesleri pek duyulmuyor. Daha ziyade partilerin önde gidenlerinin konuşmaları öne çıkıyor. Onların da Akel’den aşağı kalmadıklarına her gün yaptıkları açıklamaları ile tanık oluyoruz.

            Bay Çelepis, müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmesini isterken BM Genel Yazmanının 17 Eylül tarihli raporunda öngördüğü ön koşulların yerine getirilmesini istiyor. Kendi adı ile anılan raporunda Crans Montana’da gözü önünde yaşananlara değinme gereği duymayan Bay Guterres Türk’leri suçlamayı yeğliyordu. O dönemde altını çizmiştik. Şimdide çiziyoruz. Bu yönlü tek gözlü bakışların devam etmesi her türlü tehlikeye gebedir. Bu tehlikenin ortalıktan kaldırılması için karşımızdakilerin düşünce yapılarını ve BM adına görev yapanların da şaşı bakışlarını düzeltmeleri gerekiyor. Aksi halde daha çok 50 yılları yaşayıp gideriz.

Görünen o ki gelinen nokta karşı tarafın tutumunda herhangi bir esnemenin yaşanmayacağı gerçeğinde düğümleniyor. Bu düğümü çözmek onlardan önce bizlere de düşüyor. Yıllardır BM ölçütlerini çözüm yolu olarak gördüğümüz için geldiğimiz yer burası oluyor. Bu nedenle sıklıkla yinelediğimiz gibi Ulusal Konsey’e işlerlik kazandırmak durumundayız. Bu yapıyı oluşturduğumuz takdirde Kıbrıs Türk’lerine şaşı bakanların da gözlerinin açılmasını sağlamış olacağız.

Geldiğimiz nokta da Ulusal Konseyi bir an önce kurmamız gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
PALANDÖKEN
YAZARLAR
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Erzurumspor Elese de Elense de Kutlu ve Ekibine Minnettarız
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Şantajın Oyunu
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Atatürk Üniversitesi’nde akıl teri patenti geçti
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Trafikte ölüm sessizdir, istatistik bağırır
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Kurşun sıkarsan, sevinç dağılır kardeşim
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Herkesin putu kendine şirin...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri