Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Taekwondoda Dadaş damgası
Taekwondoda Dadaş damgası
GSİM’den yüzücülere motivasyon desteği
GSİM’den yüzücülere motivasyon desteği
İl Sağlıktan GSİM'e destek sertifikası
İl Sağlıktan GSİM'e destek sertifikası
Jandarma imdatlarına yetişti
Jandarma imdatlarına yetişti
MEM ve ASHM’den Aile yılı temalı resim sergisi
MEM ve ASHM’den Aile yılı temalı resim sergisi

Ahmet Göksan

Yolun Kurtuluşu
21 Kasım 2021 Pazar

“Önümüzde iki yol duruyor. Kurtuluş ve yok olma yolu! El ele verdiğimiz takdirde kurtuluş yoluna, geçimsizliğe saptığımız gün yok olma yoluna varmış olacağız. Bunu da tayin etmek sizlere düşüyor”. 1942 Dr. Fazıl KÜÇÜK

                Sovyetler Birliği İmparatorluğunun dağılmasından sonra yeni devletlerin kurulması haklı olarak gündeme taşınarak Türk Devletlerinin kuruluşu tamamlanmış oluyordu. 1991 yılında gerçekleşen yeni yapılar 30. Kuruluş günlerine de ulaşmış oluyorlar. O günlerde ülkemizdeki bazı kişiler bu ülkelere ağabeylik yapma dürtüsü ile hareket ettiklerinden, bazı sıkıntıların da yaşandığı biliniyor. Türkiye Cumhuriyeti kısa sürede bu Türk Cumhuriyetlerini tanıyıp birlikte hareket etme yolunu seçti. Kuruluş aşamasında yaşanan sıkıntının kurulmuş olan Türk devletlerinin yöneticilerinin Sovyetler Birliği döneminde üst düzeyde görev yapmış olmalarını talihsizlik sayanlar da olmuştur. Bu durum bağımsızlıklarının şekil olarak verildiğini iplerin yine Sovyet yöneticilerin ellerinde olduğu değerlendirmelerine de neden oluyordu. Davulun kendi ellerinde olmasına karşın tokmak yine de Sovyetlerin olduğu algısı da oluştu.  

Yeni kurulan devletler ekonomik sıkıntılar yaşarlarken Amerika ile Çin bu yapıları kendi emperyal amaçlarına alet edebilmek çabası içine girdiler. Bu çabaların günümüzde de baskısını hafifletilerek sürgit ettiği unutulmamalıdır. Bu ülkelerin yeraltı zenginliklerinin olmasının nerede ise bütün ülkelerin iştahını kabartmakta olduğu biliniyor.

Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan devlet veya hükümet Başkanları öncülüğünde Türkçe Konuşan Ülkeler çatısı altında bir araya gelerek çalışma yaptılar. Buna karşın yayınladıkları sonuç bildirisi katılımcı ülkelerin dillerinde yayınlandı. Bu durum ortak dilin kullanılmasının heyecanı ile yapıldığı için yayınlanıyor olması yine de başarı idi. Burada eksik kalan husus Yüce Atatürk’ün gerçekleştirdiği Harf devriminin dikkate alınmamasıdır. Türk Dünyasının geniş ve zengin olanaklara sahip olmasına karşın aradan geçen 30 yılda büyük atılımlara imza attıkları biliniyor.

Türk Konseyi ismini alan yeni yapı geçtiğimiz günlerde İstanbul’da 8. Zirve toplantısını gerçekleştirdi. Önümüzdeki dönemde yapılacak olan işlemler sıralanırken ağırlıklı olarak daha fazla ticaret yapılması görüşü öne çıkarılıyordu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Konseyi içinde yer alması Türkiye tarafından öne çıkarılırken önümüzdeki dönemde yer alması istemleri ilerideki toplantılara erteleniyordu. Gerekçe olarak da Türkiye dışındaki ülkelerce tanınmıyor olması gösteriliyordu.

Yapılması gerekenin ise çok net olarak biliniyor olmasına karşın gerekli diplomatik yolların denenmiyor olmasıdır. Buna koşut kendi içimizde olan görüş ayrılıklarının giderilmesi de gerekiyor. İki egemen devlet mi? Yoksa eşit iki ortak federasyon mu olacağı önerilerinin içlerinin doldurulması gerekiyor. Bu çalışmalardan sonra bütün diplomatik kanallara işlerlik kazandırarak tanınma yolunda çalışmalarımıza ivme kazandırmamızı kaydetmek istiyoruz.

Bu çalışmalar yapılırken hamasetin ötesine geçerek diplomatik kanalları Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı ile birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin deneyimli diplomatlarının el ele vererek çalışma yapmalarının geleceğimizin güvencesi olacağının altını çizmek durumundayız. Resmen tanınmıyor olsak bile varlığımıza sahip çıkma gibi bir yükümlülüğümüzün olduğunu da bir kez daha kaydetmek istiyoruz. 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin göz açıp kapayıncaya dek geçen sürede 38. Yaşına ulaşmış bulunuyoruz. Hepimiz için bunun değerinin ne kadar anlamlı olduğunun unutulmaması gerekiyor.

Türk Dünyasının içinde onurlu bir üye olmak yolunda çalışmalarımıza ivedilikle ivme kazandırmamız gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
PALANDÖKEN
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Şantajın Oyunu
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Atatürk Üniversitesi’nde akıl teri patenti geçti
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Trafikte ölüm sessizdir, istatistik bağırır
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Kurşun sıkarsan, sevinç dağılır kardeşim
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Herkesin putu kendine şirin...
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Asansör Takım Olmanın Alemi Var mı? Ve Erzurumspor Gerçeği
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri