Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Bolat: ‘Enflasyonla mücadelede güçlü adımlar attık’
Bolat: ‘Enflasyonla mücadelede güçlü adımlar attık’
Erzurumspor Manisa maçlarının 4'ünü kazandı
Erzurumspor Manisa maçlarının 4'ünü kazandı
Erzurumspor geçen sezonun 1 puan gerisinde kaldı
Erzurumspor geçen sezonun 1 puan gerisinde kaldı
A Milli Futbol Takımında Gürcistan mesaisi
A Milli Futbol Takımında Gürcistan mesaisi
Kacır: 'Filistin'de yapılan zulme sessiz kalmıyoruz'
Kacır: 'Filistin'de yapılan zulme sessiz kalmıyoruz'

Baki Gezmiş

Kelle koltukta savaşırken “nazar”a gelen kimdir?
23 Kasım 2012 Cuma

Dün Şenkaya’dan bahsettik…
Bu gün Hasankale’den, Hasandede dağından anlatalım…
Orada da çok makbul bir zatın mezarı bulunmaktadır…
Tıpkı Allahu Ekber dağları gibi bu dağ’da ismini sinesinde misafir ettiği bu mübarek şahıstan alır…
Hasan Dede’den…
Ziyaretçisi hiç eksik olmaz…
Allah rızasını gözetenlerce her mevsim uğrak yeridir…
Hem Hasan Dede’nin kabri ziyaret edilir, hem piknik yapılır; bu sayede de hem beden hem ruhlar dinlendirilir…
Hasan Dede kimdir?
Anlatırlar ki…
Rus orduları 93 harbinde Hasankale’ye doğru ilerlerken bu dağ’da çok şiddetli çatışmalar yaşanır…
Savaşa katılan bir kadının anlattıklarına bakılırsa…
Kellesiz birisinin bir elinde kılıcı diğer elinde ise kellesi olduğu halde Rus saflarını alt üst ediyor…
Uzun bir süre olanı biteni bu kadın takip eder…
Bir ara bu kellesi olmayan cengaverin bir kılıç darbesiyle birkaç Rus askerini devirdiğini görünce keyiften bas bas bağırmaya başlar ki…
“Hele şu kellesiz askere bakın ki, nasıl da yiğitçe dövüşüyor”
Bunun üzerine başı koltukta savaşan o asker anında oraya yığılıp kalıyor….
***
Bir müddet sonra düşman savaş alanından çekilir…
O kadın da etrafına topladıklarına olayı anlatır ve o başsız askerin yanına varırlar…
İçlerinden bir kadın askeri görür görmez…
“Aman” der “bu bizim Hasan”
Ve başlar hüngür hüngür ağlamaya…
Anlaşılır ki, şehit Hasan o kadının oğludur!
Ondan sonrasında da o dağın adı Hasandede dağı olarak anılmaya başlar…
***
Hasan Dede’ye ilişkin bir başka söylenti ise, Horasan Baba ile olan arkadaşlığıdır.
Bu iki arkadaş Türkistan’dan Horasan gelirlerken Aras nehrini geçmeleri gerekmiş…
Horasan Baba, Allah’a yakin elde etmiş bir Alperen…
Okumuş ve asasını yere vurmuş!
Bunun üzerine nehir ikiye ayrılmış, bunun üzerine de Horasan Baba ile Hasan Dede karşı tarafa geçmişler…
Suyu geçtikten sonra Horasan Baba ayaklarına bakar ki…
Kendisininkinde ıslaklık olduğu halde Hasan Dede’de yoktur; ayakkabıları kupkurudur…
Bunun üzerine bir vasiyette bulunur ve der ki…
Vefat ettiğimizde, seni yukarı beni de aşağı defnetsinler…
Nitekim öyle de olmuş…
Ahmet Yesevi ocağından ateş alıp buralardaki gönülleri Hakk nuruyla aydınlatan ceddimize rahmet olsun…
Ruhları şad olsun!
 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ebru 2 Nisan 2023 Pazar  05:32

Bu güzel anlatım için teşekkürler

Yorumu oyla      1      1  
Dadaşça 23 Kasım 2012 Cuma  00:58

En azından yerel bir yayından sadece o yerle ilgili şeyler okuyoruzya Allah razı olsun. Verdiğiniz bilgiler ve verdiğiniz emekler çok kutsal. Belki araştırsak bunları başka kitaplardanda okuruz ama, kitap dedinmi gözüm korkuyor sizin yazdığınız günlük yazılardan çok faydalanıyoruz. Çokta akıcı yazdığınız için okumak zevkli oluyor. Yorumlarıda okuyorum bazıları bunları yazma diyorlar ama bence yazın çünkü okurunuz çok kendi çevremden biliyorum ki böyle. abartırsam Allah sorsun. Selamünaleyküm.

Yorumu oyla      8      7  
Üveys 23 Kasım 2012 Cuma  00:54

İki hikaye arasında ciddi fark var. Biri doğruysa öbürü yanlış. Bana göre, kelle koltukta hikayesi abartılı, ama diğerinin doğru olma ihtimali çok yüksek. Elinize sağlık.

Yorumu oyla      8      8  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Yıldızların Kırpılanı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Üç aşamalı yeni Ortadoğu… Biz hâlâ anlamadık mı?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Filistin’in tapusu, Nâsıra’da bozuldu…
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Bir zamanlar “Ağabey” bile diyemiyorduk… Şimdi ortak tatbikat konuşuyoruz.
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Bölücübaşı çağrı yaptı… Ama Suriye kolu duymadı.
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Bir Medeniyet Müessesesi Olarak Atatürk Üniversitesi
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
PALANDÖKEN
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri