Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Şehit Aslan dua ve gözyaşlarıyla anıldı
Şehit Aslan dua ve gözyaşlarıyla anıldı
Oltulu Gençlerden milli coşku
Oltulu Gençlerden milli coşku
Çiftçinin yüzü güldü
Çiftçinin yüzü güldü
Hınıs MYO’dan ‘özel’ etkinlik
Hınıs MYO’dan ‘özel’ etkinlik
Türkiye'nin 4. büyük lojistik limanı İyidere'ye yapılıyor
Türkiye'nin 4. büyük lojistik limanı İyidere'ye yapılıyor

Ahmet Göksan

Gücün Acizi
9 Nisan 2019 Salı

“1974’ten sonra Rum liderliğinin tutumunda bir değişiklik olmuş mudur? Maalesef Rum liderliğinde olumlu yönde bir değişiklik olduğu söylenemez. Aksine ‘işgal vardı’ diyerek kendi kendilerini meşru hükümet ilan etmekte ve dünyayı kandırmak suretiyle 1963’ten 1974’e kadar baskı ile silah zoru ve ekonomik tedbirlerle elde edemediklerini elde etmeye çalışmaktadırlar. Bunun formülü zaten Akritas Planı’nda vardı. ‘Türk’lere vaki saldırılar Türkiye’nin müdahalesi ile sonuçlandığı takdirde bu müdahaleyi bahane ederek 1960 Antlaşmaları’nın geçersizliğini BM’de tescil edeceklerdi’ işte 1974’ten bu yana yaptıkları budur”. 1979  Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Ada’da konuşlu bulunan BM Barış Gücü’nün hangi amaca hizmet ettiği konusunu sıklıkla gündemde tutmaya çalışıyoruz. Paralı turistler olarak da tanımlanan bu gücün Ada’da olmasına gerek olmadığını bir kez daha kendi uygulamaları ile kanıtlamış oldular. Buna karşın bu gücün barışı korumanın çabası içinde olmadığını kaydetmek istiyoruz. 04 Mart 1964 gün ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ile görevlendirilen bu gücün Ada’nın güneyindeki yönetimin sigortası olarak çalışmalar yaptığını özellikle belirtmek durumundayız. Son günlerde yaşanan ayaktopu gösterisi nedeniyle de bu işlevlerini kanıtlamış oluyorlar.

Monako merkezli ‘Barış ve Spor’ çalışması (Peace end Sport) için BM denetimindeki aynı zamanda Egemen İngiliz üsleri bölgesindeki karma Pile köyünde Türk ve Rum ayaktopu takımlarının karşılaşmaları öngörülüyordu. Ara bölge diye de tanımlanan köy BM tarafından ‘bakınız Türk’lerle Rum’lar burada birlikte yaşıyorlar’ diyerek propaganda malzemesi olarak kullanılıyor. Gerçeklerin bu söylemin tersi olduğunu görme özürlülerin duyduğu gibi duyma özürlülerde biliyorlar. Geride bıraktığımız dönemlerde bu gücün marifeti ile Türk ve Rum gençlerini kaynaştırma projesi ile bazı etkinliklerin düzenlendiği biliniyor.

Bu yönde yapılan çalışmalardan sonra Akıncı ile Anastasiyadis’in ayaktopu gösterisini birlikte izlemelerinin de uygun olacağı düşünülüyordu. Bu yönlü öneriye karşı çıkana pek rastlanmıyordu. Çin’in bile dünyada tanınırlığının Amerikan masa tenisi takımının Pekin’deki gösterisi sonrasında gerçekleştiği biliniyor. Bu tür etkinliklerle ülkeler arasında dostluğun ve iyi ilişkilerin geliştirildiğinin de unutulmaması gerekiyor. Kıbrıs’taki ayaktopu

gösterisi Kıbrıs Türk’lerinin eşitliğinin tanınması açısından bir fırsat penceresi açabilirdi. Böylece müzakere süreci için bir eşiğin de aşılması olgusu yaşanabilirdi. Ne yazık ki olmadı…

Neden mi?

Maçın oynanacağı alana her iki toplumun bireylerinin izlemek için katılması son derece doğaldı. Bu beklenti ile hazırlıklar yapılırken Barış Gücü’nden maçın oynanacağı alanda güvenliği sağlayamayacağı açıklaması geldi. Maçın oynanacağı alan Rum polisinin güvenliği sağlayacağı dürtüsü ile değiştirildi. Bu durum Barış Gücü açısından üzücü ve acizlik içeren bir durumdur. Bu gibi basit görünen olayda sorumluluk alamayan anılan gücün Ada’daki işlevinin de sonlandırılması gerektiğini gözler önüne seriyor.

Ada’da bu gelişmeler yaşanırken Mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gidenleri müzakere sürecinin uzamasından rahatsızlık duyduklarını belirtiyorlardı. Bununla yetinmeyerek Bayan Tehersa May ile Bay Nikos Anastasiyadis Londra’da görüşüyorlardı. Görüşmeyi değerlendiren Filefteros gazetesi “Garantileri İngiltere’de istemiyor” başlığı ile dilenciliğe soyunuyordu. Buna karşın İngiltere’nin verdiği mesaj farklı idi. Kıbrıs sorunun çözümü sonrasında garantilere gerek olmayacağı görüşünü öne çıkarıyordu. Bu konuya ilişkin olarak Yunanistan’ın görüşü biliniyor. Bu noktada Türkiye’nin garantörlüğünün önemi bir kez daha kendiliğinden ortalıklara çıkıyor.

Garantiler konusunun gündeme taşındığı noktada BM Barış Gücü’nün de konumunun bir kez daha tartışılması gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
PALANDÖKEN
YAZARLAR
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Erzurumspor Elese de Elense de Kutlu ve Ekibine Minnettarız
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Şantajın Oyunu
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Atatürk Üniversitesi’nde akıl teri patenti geçti
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Trafikte ölüm sessizdir, istatistik bağırır
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Kurşun sıkarsan, sevinç dağılır kardeşim
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Herkesin putu kendine şirin...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri