Aydemir, tiyatro sahnesinden yükselen her repliğin yalnızca bir sanat icrası olmadığını, aynı zamanda milli kültürün canlı bir nefesi olduğunu vurguladı.
TÜM TÜRKİYE’DE TİYATRO SEVİNCİ
Prof. Dr. Aydemir, 2023-2024 sezonunda 2 milyonu aşkın seyirciye ulaşan Devlet Tiyatrolarının, yeni sezonda da 1 milyonu aşan biletli seyirci hedefiyle perde açmasının büyük bir başarı olduğunu belirtti. Türkiye’nin 13 bölgesinde tiyatro salonlarının dolup taşmasının, toplumun sanata olan ilgisini gösterdiğini ifade eden Aydemir, “Devlet Tiyatroları sadece Ankara’da değil, ülkemizin dört bir yanında milletimizi sanatla buluşturan bir kültür köprüsüdür” dedi.
SANATIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜNE VURGU
Yeni sezonun özellikle komedi oyunlarıyla başlayacak olmasını anlamlı bulan Prof. Dr. Aydemir, “Zamanın ruhu, insanlara umut ve neşe vermeyi gerekli kılıyor. Komedi, sadece güldürmek değil, aynı zamanda düşündürmektir. Toplumların moralini yükselten, sıkıntıları hafifleten bir sanat dalıdır. Bu yönüyle sezonun ilk adımını komediyle atmak çok yerinde bir tercihtir” değerlendirmesini yaptı.
YENİ NESİLLER İÇİN TİYATRO OKUL GİBİDİR
Aydemir, tiyatronun yalnızca yetişkinlere değil, gençlere de yol gösterici bir rehber olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bir ülkenin gençliği sanatla tanışmadıkça, eleştirel düşünce, özgür ifade ve estetik bakış açısı gelişemez. Bu bakımdan Devlet Tiyatrolarının gençleri sahneyle, edebiyatla, oyunculukla ve yönetmenlikle buluşturması son derece kıymetlidir. Tiyatro, adeta bir yaşam okulu işlevi görür.”
ANADOLU SAHNELERİNE ÖZEL VURGU
Prof. Dr. Aydemir, tiyatro faaliyetlerinin yalnızca büyük şehirlerde değil, Anadolu’nun farklı illerinde de artmasını gerektiğini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:
“Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak biz de Erzurum’da sahne sanatlarını daha geniş kitlelere ulaştırmayı önemsiyoruz. Devlet Tiyatrolarının Erzurum, Van, Diyarbakır, Sivas gibi illerde daha fazla temsil yapması, Anadolu insanının kültürle iç içe olmasına katkı sağlar. Sanatın başkentleri yalnızca metropoller değil, Anadolu şehirleridir.”
GAZZE’DEKİ ZULMÜ SAHNELERDEN DUYURMAK GEREKİYOR
Bununla beraber Prof. Dr. Aydemir, tiyatronun sadece estetik bir sanat icrası değil, aynı zamanda çağımızın vicdani meselelerine ışık tutan bir sorumluluk olduğunu da vurguladı. Aydemir şu ifadeleri kullandı:
“Bugün insanlık, Gazze’de yaşanan zulmü göz ardı edemez. Siyonist anlayışın adeta bir vampir gibi insanlığı kanla besleyen zulmünü sahnelerden bütün dünyaya haykırmak gerekiyor. Bu noktada hem sanatçılara hem de sanatseverlere büyük bir görev düşüyor. Tiyatro, sadece eğlendiren değil, adalet arayışını haykıran bir kürsüdür. Sanatın diliyle mazlumların sesi olmak, sanatın en yüce görevidir.”
“TÜM TOPLUMU KUCAKLAYAN BİR SANAT ANLAYIŞI”
Yeni sezonda sahnelenecek eserlerin çeşitliliğini de değerlendiren Prof. Dr. Aydemir, klasiklerden çağdaş yazarlara uzanan geniş yelpazenin sanatın kapsayıcı yönünü ortaya koyduğunu ifade etti:
“Goethe’nin Faust’u, Gogol’ün Ölü Canlar’ı ya da çağdaş yazarların kaleminden çıkan yeni eserler… Hepsi aynı sahnede buluşarak toplumun farklı kesimlerine sesleniyor. Bu çeşitlilik, Devlet Tiyatrolarının herkesi kucaklayan vizyonunu gösteriyor. Sanatın evrensel dilini, milli kültürümüzle harmanlayarak seyirciyle buluşturmak çok değerlidir.”
“TİYATRO TOPLUMUN NEFES BORUSUDUR”
Aydemir sözlerini, sanatın vazgeçilmezliği üzerine yaptığı vurguyla noktaladı:
“Toplumların sıkıntılarla boğuştuğu dönemlerde sanat bir nefes borusu, bir umut kapısıdır. Tiyatro da o nefesin en canlı hâlidir. Bu sezon perdeler açılırken sadece oyunlar başlamıyor; aynı zamanda milletimizin umudu, coşkusu ve kültürel yolculuğu yeniden canlanıyor.”