Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ekrem, Doğu Türkistan'da insanların DNA'larının toplanmasına ilişkin, "Bugün genetik çalışmalar çok gelişti. Bütün bu çalışmaların yapılabilmesi için mahkeme ile izin çıkarılması gerek, Çin kimseden izin almıyor. 'Kan üzerinde tahlil yapacağız' gereğiyle hepsinden kan alıyor. Eğer gen üzerinde oynarsa bir milleti mahvedebilir, hastalıklar enjekte edebilir" dedi.
Doğu Türkistan'da petrol ve kömür havzalarının sahibi olmak amacıyla bölgeyi 13'üncü eyaleti olarak gören Çin'in Uygur Türklerine zulmü devam ediyor. Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika Koordinatörü Doç. Dr. Erkin Ekrem, Doğu Türkistan'daki son durum hakkında İhlas Haber Ajansı'na (İHA) değerlendirmelerde bulundu. Kendisi de Uygur kökenli olan Ekrem, son yıllarda toplama kampları adı altında 1 milyondan fazla kişinin baskı ve beyin yıkama uygulaması altında tutulduğunu aktardı. Ekrem, son zamanlarda Türkiye'den tepkilerin yoğunlaşmasıyla hükümetin de konuya eğildiğini ifade etti. İnsanların baskıya karşı ya eğildiğini ya da göç etmek zorunda kaldığını dile getiren Ekrem, Doğu Türkistan'da 2012'den 2017'ye kadar sadece Türkiye'ye değil, Orta Asya'dan Amerika'ya kadar 20 binden fazla göç olduğunu kaydetti.
"İNSANLARIN YÜZ HARİTALARI ÇIKARILIYOR"
Uygur Türklerinin DNA'larının toplandığı iddialarına ilişkin Doç. Dr. Ekrem, "Evet bu 2 seneden bu yana ciddi bir şekilde yapılıyor. Big Data veya Bulut Hesaplama denilen sistemler kullanılıyor. Bütün insanların kan alma yoluyla DNA'larını, göz haritasını, yüz haritasını çıkarıyor. Örneğin Doğu Türkistan'da yaşadıysa bu kayıtlar Doğu Türkistan'da oluşacak veya başka bir ülkeye gittiğinde orada bilgisi çıkacak ve nerede olursa olsun takip edilecek. Kötülük yapmak isteniliyorsa çok farklı şeyler yapılabilir, bugün genetik çalışmalar çok gelişti. Bütün bu çalışmaların yapılabilmesi için mahkeme ile izin çıkarılması gerek, Çin kimseden izin almıyor. 'Kan üzerinde tahlil yapacağız' gereğiyle hepsinden kan alıyor. Eğer gen üzerinde oynarsa bir milleti mahvedebilir, hastalıklar enjekte edebilir. Bu uygulamaların amacı çok şüpheli" şeklinde konuştu.
İpek Yolu Projesi'nde Türkiye ve Çin'in ortak çıkarlarının örtüşmesi noktasında bir işbirliği olup olmayacağı konusunda ise Ekrem, karayolu kısmında Türkiye'ye büyük ihtiyaç olduğunu kaydetti. Çin'in başka yolları da kullanabileceğini ama maliyetin yükseleceğini dile getiren Ekrem, "Sadece ekonomi değil, siyasi ve güvenlik maliyetleri de ortaya çıkacak. Çin'in amacı Avrupa pazarıyla Çin pazarını bağlamak, dolayısıyla Türkiye üzerinden geçmek kolaylık sağlayacak. Türkiye, Çin için stratejik konumda bir ülkedir. Çin, Türkiye ile iyi ilişki geliştirmek istiyor ancak Türkiye Doğu Türkistan'daki insan haklarına önem verilmesini istiyor. Çin bunu dinlemiyor, bir yandan ilişkiler gelişecek, bir yandan da Uygur Türkleri meselesi daima sorun olacak" diye konuştu.
Suriye konusunda işbirliği
Suriye'deki bölgesel kriz konusunda Çin ile işbirliği sağlanması noktasında görüşlerini aktaran Ekrem, Çin'in Suriye hükümetiyle yakın bir ticari ilişkisi olduğunu hatırlattı. Silah ticareti olduğunu, askeri uzman ve askeri araçların gönderildiğini ifade eden Ekrem, "Çin aslında savaştan sonra yeniden yapılandırma projesine dahil olmak istiyor. Türkiye ile bir işbirliği iki ülke açısından daha karlı olabilir ancak Amerika ne diyecek, Rusya ne diyecek, İran ne diyecek?" dedi.